Güneysu İlçe sınırları yaklaşık olarak batıda 40 34doğu boylamından, doğuda 40 44 doğu boylamından, güneyde 40 50 kuzey enleminden ve kuzeyde 41 02 kuzey enleminden geçmektedir. Güneysu, Rize il merkezinin güneydoğusunda Taşlıdere`nin Karadeniz`le birleştiği noktadan güneye doğru gidildikçe dokuzuncu kilometrede yer alan ve 107 km2 alana sahip Rize`nin iç kesim ilçelerinden biridir. Şehir merkezinin, kıyıya uzaklığı 14 km. olup şehir merkezi rakımı 152 metredir. Doğudan Çayeli,kuzeyden Rize merkeze bağlı topraklar batıdan Rize merkeze ve İkizdere toprakları ve güneyden İkizdere toprakları ve Kaçkar Dağları ile çevrilidir. Kuzey sınırları Karadeniz kıyısından 9 km içeriden başlayıp şehir merkezinin 14.km`de olduğu halde rakımı 152km`de olması akarsu kenarında kurulmasının bir sonucudur. Oysa şehir merkezi bile tepelerle çevrili olup, buralarda kurulan yakın köylerde bile (iki üç km mesafede) rakım bu değerin birkaç katına çıkabilmektedir.
İlçe çok engebeli bir rölyefe sahip olup, ilçe sınırları dahilinde yükseltisi 150 m. ile 2000 m. civarında değişen tepelik alanlar mevcuttur. Bu tepeler yapı, rölyef ve teşekkülat bakımından bir birine benzer özellikler göstermekte olup vadilerle birbirinden ayrılmışlardır. Bu vadilerde büyüklü küçüklü çok sayıda akarsu mevcut olup bunlar daha sonra Taşlı dere havzasının en önemli kolu olan Güneysu ( Potamya ) deresini meydana getirmektedir. Arazinin çoğu dağlık olup cüzi bir kısmını yaylalar meydana getirmektedir. Denize komşu olmadığı için de Rize genelinde payı %1 olan ovalarından bile tam olarak payını alamamıştır. Bu dağlık arazi ise tamamen bitki örtüsü ile kaplı olup, açık alan görmek mümkün değildir.Bu bitki örtüsü vadilerin derin ve keskin görünümünü yumuşatıp göze hoş bir karakter kazanmasına yardımcı olmaktadır.
Bölgenin iklim özelliğinden kaynaklanan sürekli yağışlar aşınmayı arttırarak erozyon tehlikesini sürekli gündemde tutmaktadır.Ayrıca bu yağışlar rölyefteki engebe ve toprakta ki namüsait yapı ve doku ile birleşince ilçenin her köşesine can ve mal kaybına müsebbip olan sürpriz sel ve heyelenlarla karşılaşmak mümkün olmaktadır. Nitekim 12 Kasım 2001 ve 23 Temmuz 2002 felaketleri bunun sadece acı iki örneğidir.
Yörenin bitki örtüsü özelliğine baktığımızda sınırları dışından ( kıyıdan ) başlayan Kolşik Flora’nın hakimiyetini müşahade etmekteyiz. Ancak belli bir yükseltiden sonra iğne yapraklı ağaçlar hakim duruma geçmekte ve kaçkarların kuzey sınırlarında sıralanan belli sayı ve büyüklükteki yaylalarda alpin çayırlardan söz etmemiz mümkündür.